Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nden (FAO) yapılan açıklamaya göre, FAO, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve Dünya Beslenme Programı’nın (WFP) iş birliğiyle yürütülen “Türkiye Buğday Sektörü İçin Tedarik” ) ve Tarım ve Orman Bakanlığı, BM Türkiye Mukim Koordinatörü ile uyum içinde. Zincir Analizi: Dirençli Gıda Sistemi Oluşturma” projesinde sona gelinmiştir.
Proje ortakları ve paydaşlarının katıldığı kapanış toplantısında, proje kapsamında Türkiye’nin en önemli buğday üretim alanlarında aylarca süren çalışmalar sonucunda hazırlanan raporun özet sonuçları paylaşıldı.
FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, dünyada mısırdan sonra en çok üretilen ürünün buğday olduğuna dikkat çekti.
Gutu, buğdayın 2 milyar insanın önemli bir geçim kaynağı olduğunu ve aynı zamanda dünya nüfusunun yüzde 35’inin temel gıda kaynağı olmasının stratejik bir çalışma olduğunu vurgulayarak, “Buğday tedarik zinciri bazı zorluklarla karşı karşıya. Kovid-19 pandemisi. , Rusya-Ukrayna savaşı ve son depremler, bu zorluklardan sadece birkaçı… Proje, buğday sektörünün sosyoekonomik durumunu değerlendiriyor ve nihai rapor, önemli bulguları içeriyor ve karar vericiler için bazı ayrıntılı öneriler sunuyor.” terimleri kullandı.
WFP Program Yöneticisi Mahmut Arslan da bir BM işbirliği çalışması olan projenin ortak bir çaba ve kararlılığın sonucu olduğunu belirterek, “Uzun ve zorlu bir sürecin ardından hazırlanan rapor herkes için yol gösterici nitelikte. Proje, sektördeki herkesin geçim kaynaklarının iyileştirilmesi için bir yol haritası oluşturacak.” değerlendirmesini yaptı.
BM Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro Rodriguez, dünyada istikrarsızlığın devam ettiği bir süreçte, bu proje ile ülke düzeyinde gıda güvenliği istikrarının sağlanması adına değerli bir çalışmanın gerçekleştirildiğini kaydetti. Rodriguez, “Zor günlerden geçiyoruz. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşma yolunda işler pek iyi gitmiyor. Ancak küresel olarak durum pek iyi görünmese de Türkiye’deki gelişmelerden umutluyum.” açıklama yaptı.
Uluslararası Mısır ve Buğday Geliştirme Merkezi (CIMMYT) Kıdemli Genel Müdür Danışmanı Ravi Prakash Singh, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’deki buğday programları, uluslararası buğday ıslah çalışmalarına büyük katkı sağladı. Türkiye’deki buğday bölümünün böylesine kapsamlı ve işbirlikçi bir değerlendirmesini görmek harika. Projenin bulguları çok heyecan vericiydi.
Bu tür ortak çalışmalar, sadece Türkiye’de değil, tüm bölgede buğday kesimine yönelik hedeflere ulaşmak için kritik öneme sahip. Araştırma ve geliştirme toplulukları olarak birlikte çalışabilirsek, 400.000 kişiyi daha besleyebilecek yıllık yüzde 2 veya daha fazla verim artışı sağlayabiliriz. Bu nedenle bölgede buğday üretimini artırmak için kooperatif çok şubeli girişimler geliştirmeliyiz.”
“Proje bölgedeki diğer ülkeler için iyi bir örnek teşkil ediyor”
Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Ahmet Volkan Güngören, gıda güvenliğinin barış ve istikrar için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Bölgede barış ve istikrarın sürdürülmesi mümkün değildir. BM sürdürülebilir kalkınma fonu tarafından finanse edilen bu projenin çıktıları, bulguları ve önerileri tüm paydaşlar için güçlü bir yol haritası sunuyor.” ifadeleri kullandı.
FAO Kıdemli Tarım Uzmanı Fazıl Fikirli, proje çıktılarından bazı verileri ve bulguları katılımcılarla paylaştı. Buğdayın milli güvenlik politikalarının bir parçası olarak görüldüğüne işaret eden Fikirli, şunları kaydetti:
“Proje bölgedeki diğer ülkeler için de iyi bir örnek teşkil ediyor. Bu çalışma Türkiye’nin güçlü bir teknik, kurumsal ve endüstriyel kapasiteye sahip olduğunu da ortaya koydu. Türkiye’nin bu potansiyeli Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar olan bölgede. bölümün gelişmesi için bir fırsattır. Bu nedenle, ortaya çıkan zorlukların üstesinden gelmek için buğday kolunun direncini ve kırsal nüfusun geçim kaynaklarını artırmak için akran projeleri kesinlikle düşünülmelidir.”
